8 Ağustos 2012 Çarşamba

Nordin Amrabat geldi, hoş geldi.






  Noureddine Amrabat.. Türkiye'deki sporseverlerin  -FM oynayanları ve futbolu hastalık haline getirmiş olanları muaf tutuyorum- 2011 yılı devre arası transfer döneminde tanıdığı, Ajax altyapısı mamülü, Fas Milli takım oyuncusu ve Galatasaray'ın yeni transferi. Bu transfer o kadar çetrefilli oldu ki.. Kayserispor'la 'bir daha transfer işine kalkışmayacağız' sözleri, 
'Galatasaray oyuncumuzu ayartıyor' iddiaları, 'uğruna kadro dışı bile kaldığım' takım nidalarıyla geçen bir efsane halini aldı diyebiliriz. Zaten transfer olur olmaz Kayserispor'daki alacağından vazgeçmesi ve yaklaşık 800 bin Euro kadar bonservis meblağını da kendisinin karşılaması takdire şayandı. Yani futbolda, hele ki endüstriyelleşmenin ve profesyonelleşme adı altına yapılan binbir türlü haksızlık karşısında bu denli fedakarlık her baba yiğidin harcı değil. Gelir gelmez yaptığı bu hareketle ben dahil bir çok Galatasaray sevdalısının kalbini kazandı. Kayserispor'dayken yaptığı açıklamaları valla ne yalan söyleyeyim pek de samimi bulmuyordum. Hani 'bu kadar fedakarlığı biraz pratiğe dök bakalım' gibilerinden bir şey bekliyordum, ki bu hareket tam da dediğim cinstendi.

  Evet, kağıt üstünde ve taraftarın gönlünü almak için yapılan fedakarlıklar şimdilik bu kadar yeterli. Artık gösteri zamanı. Galatasaray taraftarlarının hemen hemen hepsinin beklentisi en üst çıtada olan oyuncu Hamit'le beraber. Yani yoksa bu kadar demeç boşa gitmemeli değil mi? 

  Boşa gitmemeli derken biraz beklentileri de realist değerde tutmakta fayda var. Yani Amrabat elbette bir kanat oyuncusu için, hele hele Türkiye standartlarına göre oldukça yetenekli biri. Ancak Amrabat'ı bu noktada Ronaldinho ya da Cristiano Ronaldo zannetmemeliyiz. Doğuştan bir takım meziyetlere sahip ve PSV gibi Hollanda'nın elit bir takımından gelmesi elbette onu standart oyuncudan fazlası kılıyor. İşte buradaki farkı anlayabilmeliyiz.

  Bu konuyla ilgili çok güzel bir anekdot aktarmak istiyorum; 2006-2007 sezonunda Hırvat stoperimiz Stjepan Tomas'ın Galatasaray dergisi röportjında dediği bir söz çok hoşuma gitmişti; 'Ben futbola yetenekleri olan bir insanım. Ancak bu yeteneklerim bir Zidane'ı andırmıyor. İşte bu noktada gerçekçi düşünebildiğimin farkına vardım' Bu söz aslında bütün futbolcular için de geçerli tabi ki. Zidane, Dünya futbolunda her takımda üstün performans gösteren ve göstermesi de beklenen biri. Ne Amrabat, ne Arda, ne Alex ne de bir başkası Zidane olamaz, bunun farkında olmalıyız. Sahaya çıktığında Amrabat için elinde sihirli bir değnek olmayacak. İstediğimiz her hareketi, her çalımı, her şutu atamayacak. Skora katkı yapmasını bekleyeceğiz, ancak her maçta her şeyi onun üzerine yıkmamak gerek. Yoksa Carrusca'lardan, Pino'lardan pek bir farkı kalmaz. 


  Amrabat'ın açıklamaları çok çok büyük bir belaya soktu başını açıkçası. Kayserispor'daki üstün performansını da gördükten sonra Galatasaraylı taraftarlar üzerinde normalin fazlası bir beklentiye sahip oldu. Bütün bunları da bunun için açıkladım

Artık bu noktadan sonra söylenmesi gereken yegane söz; 'Başarılar Nurettin' olacaktır.


Amrabat'ın PSV formasıyla attığı akıllara ziyan bir gol


0 yorum:

Yorum Gönder